yeşil biberler ve kırmızı biber

Detaylı bilgi burada... Bu başka bir konu...

http://www.istanbulfilmfestival.com/

Aslında benim daha çok ilgimi çeken afiş tasarımı oldu. Yani gerçekle kurgu/tasarım arasında... Afişteki küçük kırmızı biber evet, diğerlerinden daha kısa ve bu kısa filmi ilk işaret eden şey.. Ama mesela yeşil olmayışı, onun -diğerine uzun film diyeceksek- birlikte "biber" evrensel ailesine ait olmalarının dışında uzun filmden bambaşka bir şeymiş hissini de veriyor. Burada afişin verdiği algının dışında bizim afişte kullanılan şeylere ait somut bilgilerimizi kullanarak düşünmemiz halinde ise... bu iki tür biberin tatları da farklıdır, onlarla yapılabilecek yemek türleri ve dönüşebilecekleri şey de öyle... Ayrıca önemli bir ayrıntı olarak genellikle kırmızı biberler yeşil biberlerden daha büyüktürler. Burada ise bizzat küçük bir kırmızı biber seçilmiş. Yani bilerek yapıldıysa gerçek kırılmış ya da bozulmuş diyelim... Ama "biber" evrensel ailesine geri dönersek, iki tür de "sinema" kümesinde olmalarının dışında bu kadar uzak mı birbirinden... Ya da bildiklerimizden ve bunlarla kurduğumuz bağlantılardan vazgeçip salt gördüklerimizi mi kaydetmeliyiz?

Dolayısıyla, afişten emin değilim...

Yorumlar

Afiş

Afişe bakarkan düz mantıkla yaklaşmamak gerek bence. Biraz objektif olarak bakacak olursak orada bir felsefe yaratılmış. Kırmızı biberler yeşil biberlerden daima küçüktür dolmalık biber dışında. Afiş esprisi ise kırmızının akılda kalıcığılı ve fark yaratmasıdır. Yeşil biber yediğinizde acı veya tatlıdır ama kısa süre içinde geçer, ufacık bir kırmızı biber yendiğinde kocaman bir insanın bile içini yakar ve daima çok acıdır, ertesi sabah bile acısını hissedebilirsiniz :) ve 5 yıl sonra bile şöyle diyebilirsiniz bi keresinde kırmızı bir biber yedim ve ne kadar ac olduğunu anlatamam. Kısa filmlerde bu şekildedir bazen izlediğinizde anlamazsınız verilen düşünceyi (acısını) ertesi gün kafanızda yerleşmeye başlar ve hatta öyle güzel kısa filmler vardır ki izlersiniz 5 yıl içinde herkeze anlatırsınız bir fıkra gibi. Sonuç olarak bu afişi bir Bienal işi olarak düşünebilirsiniz kavramsal, minimalist. Ama özgür irade nasıl görmek isterse öyle algınlanması iyi yada kötü kafidir. :)

acısı beş yıl geçmeyen kırmızı biberler

Evet ama o sizin bahsettiğiniz acısı beş yıl geçmeyen kırmızı biberler de aslında yeşil biberlerin kurutulmuş bir türüdür bildiğim kadarıyla :) Yani onlara kırmızı yerine "kızarmış" demek daha isabetli. :) Hakiki kırmızı biber denilen şey her zaman yeşil biberden büyüktür :)

Bir de tabii ki sadece afiş olarak baktığımızda dikkat çekici, kendi içinde amacına uygun.. Burda bir sorun yok. Tabii daha önce de yazdığım gibi bu sizin afişten ne beklediğinizle de alakalı.. Alımlayan olarak da tasarlayan olarak da...

Ortada büyük bir sapma yok aslında... Kısa filmleri unutup tek başına baktığımızda da evet, dediğiniz gibi algılayabiliriz.. Ve kısa film, evet tek atımlık kurşun gibi olabilir bazen.. öldürücü...

Back to top