İstanbul'dan Sergiler

Her iki sergi de benzer şeyleri çağrıştırdı bana. İkisinin de kendine has yanları da var tabii..

16 Ocak 2010 – 6 Mart 2010
Claude Closky “Yazı mı Tura mı”
Küratör: Ali Akay
Akbank Sanat Galerisi

Claude Closky'nin görülebilecek üç çalışmasından şöyle söz edebiliriz.

İlki Closky'nin google earth'ten aldığı/seçtiği görüntülerden oluşan 1000 sayfalık, önlü arkalı kuşe kâğıda basılmış çalışması uzun bir masanın üzerinde sergileniyor. Bu görüntülere yeryüzünün parçası değillermiş de oluşturulmuş karelermiş gibi bakmak mümkün. Farkında olmadığımız pek çok şeyin geometrik bir vaziyet planına sahip olduğunu farketmek de çok ilgin. Binaların, denizin, uçakların, limanların, deniz araçlarının, parkların, yerleşim merkezlerinin, onlardan alınan bu kesitlerin bir sanat eseri olarak görüntülenmesi de sanatın olmayan bir şeyi icat etmekten değil de herkesin gördüğüne başka türlü bakabilmek, kombinasyonlar oluştururken, olağan algıların yerine, kimsenin bakmadığı taraflardan bakabilmek olduğunu da bir kez daha hatırlatıyor.

"Yassı Bilgisayar" adıyla sergilenen bir başka çalışma da duvara monte edilmiş bir dünya haritası. Ancak bu haritanın üzerinde değişik yerlerde hareketli üçgen, daire ve kare şekilleri var. Hareketli şekiller bunlar. Neredeyse aynı anda formunu koruyarak büyümeye başlıyorlar aynı anda ve bir üst eşiğe (büyüme eşiği ya da doyma noktası da diyebiliriz) ulaştıklarında ise infilak ediyorlar ve parçalar halinde haritanın her yerine dağılıyorlar. Sonra bir devridaimle aynı şey yeniden olmaya başlıyor. Biçim açısından baktığınızda tüm nesnelerin kökeninde yer alan şekillerdir bunlar. Üçgen, kare ve daire. Hangi nesneye bakarsak bakalım bunların en az birinden yola çıkılmış olduğunu görürüz. İster içinde tuttukları alana ister dışarıda bıraktıklarına ya da olası birbirleriyle ilişki kurma şekillerine bakalım, bu infilak da hayata dahildir. Tam da hiçbir şeyin nedensiz olmaması gibi bir kaynaktan çoğalıp, büyüyen ve sınırları zorlandığında da formunu da özüyle birlikte yok edecek bir şeydir bu. Bana bunları çağrıştırdı.

Asıl ilgi çekici bulduğum ise "No Choice" (Seçim Yok) adlı çalışmaydı. Büyükçe ve dikdörtgen bir salonda iki kısa kenara denk gelecek şekilde monte edilmiş ekranlara aynı anda düşen “sınırsız süreli” görüntülerden oluşan bir çalışma. Bu görüntülerin özelliği, birincisi iki ekrandaki görüntülerin de eşzamanlı olarak yansıtılması ve kesintisiz devam etmesi. Bu görüntüler her türlü imajı içeriyor. Bu bir yazı, marka, tabela, nesne, insan, duruş, hareket, işaret, figür vs. olabiliyor. Ama bu iki görüntü, saydıklarımızdan hangisini içerirse içersin mutlaka iki ekranda görünen şey birbirinin karşıtı oluyor. Karşıt demek tam olarak doğru olmayabilir belki. Her iki ekranda görünenler aslında bir “ikilik”in parçaları da diyebiliriz. Daha açık ifade etmek gerekirse mesela bir ekranda “No exıt” yazısı görünürken diğerinde “No entry” yazısı; birinde metal para varken diğerinde kâğıt para; birinde “M” varken diğerinde “W”, birinde ateş varken diğerinde su, birinde dalma varken birinde çıkma; birinde ip üstü, birinde ip altı gibi gibi... İki ekranın arasında durup, aynı anda ikisini birden izlemeye çalışmanın imkansızlığının hissedilmesinin yanı sıra, yaşamda da sürekli bir imaj yağmuru altında olduğumuzun, üstelik bir yanını görürken diğer yanını sürekli kaçırdığımızın da küçük bir deneyini yapma imkanı sunuyor. Bence izlenmeye değer. Claud Closky hakkında da sitesine bakılabilir http://www.sittes.net/menu/ ve de wikipedia’dan ayrıca bilgi edinilebilir. http://en.wikipedia.org/wiki/Claude_Closky

25 Aralık 2009 Cuma - 30 Ocak 2010 Cumartesi
Ali Kazma - Engellemeler/ Obstructions
Küratör: Emre Baykal
YK Kazım Taşkent Sanat Galerisi

Ali Kazma'nın sergisi ise daha önce açılmış olmasına rağmen ben bugün görebildim. Ama iki sergi gerçekten de mantık olarak birbirine çok yakın. Ali Kazma'nın kısa biyografisi ve sergiyle ilgili biraz bilgi şurdan alınabilir : http://www.iksv.org/bienal10/sanatci.asp?sid=48

Sergide projektörlerle aynı anda yan yana 4 ekrana yansıtılan videolar var. Ali Kazma bu videoları özellikle imalathane, atölye, saat tamircisi, kot taşlama yerleri gibi üretim yerlerinden seçmiş... Videolardan birisi bir ameliyathaneyi bir ameliyat sırasında gösteriyor. Bir diğerinde de bir dans atölyesi izleniyor. Yan yana aynı anda bakıldığında eti delip geçen bir ameliyat iğnesi, açılmış bir yara, kaynak yapılan bir yer ya da bu konularla ilgili bütün detayların özenle seçildiği, aslında "yaşam aynı anda olan belki birbirine tezat onlarca şeyin" olup bittiği bir yer ve iyi/kötü; güzel/çirkin yani yine, ikiliklerin hepsi bir arada deniliyor. Zaten Ali Kazma bir dönemde tünel civarında düzenli olarak hayatın kendi akışını kayıt altına almış yaptığı video çekimlerle... Ayrıca bir başka benzerlik de, tıpkı yukarıda Claud Closky'nin çalışmasına benzer şekilde, Ali Kazma'nın da çalışmaları sırasında kendisi için tuttuğu "time code" (Zaman Kodları) adlı salt rakamlardan oluşan büyük boyutlu bir çalışmasını da sergide bir duvara yerleştirmiş olması... Eşzamanlı bile görülebilir bu iki sergi...

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Back to top