fırsat maliyeti, gider ve eylemsizlik prensibi

Fırsat Maliyeti ( opportunity cost )
"Fırsat maliyeti, belirli miktarlara ve vasıflara sahip üretim faktörlerinin çeşitli üretim alternatifleri arasından birinde kullanılması halinde, vazgeçilen alternatiflerin seçilmemesinden dolayı uğranılan kayıplar veya kaçırılan fırsatların değeridir. Başka bir İfadeyle, belirli bir şeyi yapmaktan dolayı, diğer bazı şeyleri yapmamakla kaçırılan fırsatlar veya feda edilen menfaatlerin değerine eşittir."

İktisat alanına giren "fırsat maliyeti" prensibinin son derece hayati bir prensip olduğunu düşünürüm hep. Hatta bana büyülü geldiği bile olur. Tam da yaptığımız şeylerin "maliyeti" onu yaparken harcadığımız her ne ise o değil de, onu yaparken yapamadıklarımızın, yapmadıklarımızın maliyetidir.

Bu da aslında "hem... hem" yerine "ya.. ya da"yı anımsatıyor daha çok.

Gider
Benzer şekilde "gider" tanımı da beni çok düşündürmüştü. Ürettiğin, sattığın ve elinden çıkardığın şeyin artık "gider" hanesine yazılması yani. Çünkü o artık senin için faydası tükenmiş ve yinelenmeyecek bir şey. Sana tüm kazandırdıklarına rağmen o, her ne ise artık "gider"e dönüşmüş oluyor.

Newton'un Hareket Kanunları, 1-Eylemsizlik Prensibi
"-Herhangi bir cisim üzerine bir kuvvet etki ediyorsa, yada etki eden kuvvetlerin bileşkesi sıfırsa, cisim durumunu değiştirmez; yani duruyorsa durur, deviniyorsa yani hareket ediyorsa, devinimini bir doğru boyun devam ettirir.

-Dışarıdan uygulanan bir kuvvetin etkisinde olmayan bir cismin durgun halde kalır yani hareketsiz olur yada sabit bir hızla hareket eder. Hızın sabit olması doğal olarak ivmenin sıfır olmasını gerektirir.






Birinci yasaya göre cismin çevresinde başka bir cisim yoksa, yani bir cisme belli bir kuvvet etki etmiyorsa, öyle gözlem çevreleri bulabiliriz ki, cismin bu çerçevelerde ivmesi olmasın. Cisimlerin üzerine etki eden kuvvetlerin olmaması durumunda cimlerin durumlarını koruması maddenin bir özelliği olarak alınır ve buna eylemsizlik denir. Newton’un birinci yasasına da çoğu kez eylemsizlik yasası denir ve bunun geçerli olduğu gözlem çerçeverlerine eylemsizlik gözlem çerçeveleri denir. Bu çerçeveler durağan yıldızlara göre duran yada düzgün değişmez bir hızla giden gözlem çerçeveleridir.

Newton’un birinci yasasında görüldüğü gibi, bir cismin durması veya değişmez bir hızla gitmesi arasında fark yoktur. Buna göre, bir eylemsiz çerçevede durduğu gözlenen bir cisim, başka bir çerçeveden bakılınca değişmez bir hızla gider görünür. Her iki çerçeveye göre de cismin bir hızı yoktur. Her iki çerçeveye göre de cismin bir ivmesi yoktur; yani hızı değişmez. Buna göre her iki çerçevedeki gözleyici de cismin üzerine bir kuvvet etkidiği yada, etki eden kuvvetlerin bileşkesinin sıfır olduğu bulunur."
...
...
...
Newton'un hareket kanunlarının tamamı da bu ve benzeri teoriler de bir an için kendi alanları dışında yaşama uyarlandığında bence çarpıcı, düşündürücü... Bu nedenle de hiçbir şey birbirinden bağımsız değil, hele insandan hiç bağımsız değil... Çıkış noktası da, çarpış noktası da, dönüş/varış noktası da öyle...

Fizik dersini daha çok sevdirmenin, ekonominin devletin ya da kurumların meselesi olmadığının, mesela içtiğimiz bir fincan kahvenin, sinemaya gitmenin, yaşamda hızlanma ya da yavaşlamanın, iyi zamanların ve kötü zamanların, aşkların ve ayrılıkların, yaşamımızda olan ve olmayan şeylerin birincil sorumluluğunun ve seçimlerin ve bedellerinin yani maliyetlerinin bizim olduğunu/bizden olduğunu daha çabuk anlayabilmemizin yolları olmalı, bulunmalı kanımca...

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Back to top