yayımlanmış şiirlerden: altıpatlar

altıpatlar

altı

dönüp duruyordu birlikte çevrilen topaç
çocuklar yaslı oldukları kadar da yasalıydı
hangi oyunlar yalnız oynanacak
hangilerinde “ bir çeteyiz biz”
bozup kurup yıkarak geçip mahallelerden
aralarına dalacağız kentlilerin
geri kalmış kendilerimizin ardından
daha zaman varken. büyümeden. toz. duman. yıkım.
dan.dan.dan.dan.dan.dan

beş

sabahları bir ağacın dalına çengel gibi asılıyordu gün
birikiyordu yağdıkça kin… dün, önceki dün, yarın
habire yağıyordu dil dinmeyecekmiş gibi
sözcükler yumruk olup mideme iniyordu canım
bunu söylüyordum. yazıyordum. yazdıkça
silinir sanıyordum. yanılıyordum.
dum. dum. dum. dum. dum.

dört

birikiyordu soyulan yerlerim, kavlayan kabukları
geçmiş günlerin. geçmiş dedikçe duvarlardan dökülüyordu zaman
akrebin hışmı hışm. hangi taşı kaldırsa ısırılıp atılmış bir elma
içinde yedi canlı kurt. kıvrım kıvrım kıvrılıyordu. çiviliyordu
kendini yenilmemiş yerlerine.
elma. elma.elma.elma.

üç

göç ediyordu göz önünden silinmeyen fotoğraflar. bir kaza ânı
bir arıza. karlamalı bir sahnesi oyunun. olmadık yerde
afazi bir oyuncu. perdeler üstüne iniyordu katliamların
kurşunlarını sayıyordu sıkıldıkça. iç organları birbirine girdikçe. başında
gövdesi. gövdesinde başkasının başı.
başkasının savaşında vuruşuyor. başkasının kılıcından kanıyordu omzu.
taşınmasın diye çağı.
omz.omz.omz.

iki

daralıyor sıkışıyor eriyor güneşin altında bir çadır gibi
saplanan yerleri karıncalanıyor. kabzayı kucaklayan parmak: işte o!
yaparsa o yapacak. vurursa o vuracak tarihi!
önce vakayınüvisleri bir bir. anmalar, kutlamalar, merasimleri
kortejler eşliğinde gömülecekler çukurlara. sağ kalan varsa
hangi hükmüyle olmuş insanın hangi vicdan bilinecek
cak.cek.

bir

gidip gelip görüp yazıp bakıp aşıp
gidilip gelinip görülüp yazılıp bakılıp aşılıp
başa dönülüp dönülüp yeniden sayılıp sayılacak
tasını topla tarağını topla tırmığını al tırnağını sapla toprağa
bağırıp bağırıp dursunlar durup durup basmasınlar bağırlarına
ne altından geçilir bu çarşının ne dükkânlarında eder bir metelik
ne satıcısında güngörmüş tüccar zekâsı ne alıcısı biliyor ne alacağını
gidilip gidilip gelinmesi bundan dönülüp dönülüp gidilmesi de

ha sisifos! beline kuvvet! az kaldı, dayan…dayan!
dan.

(Edebiyatta Üç Nokta Sayı:9, Mayıs 2013

Yorumlar

Çok teşekkür ederim. İnsan

Çok teşekkür ederim. İnsan çalışarak bazı yönlerini değiştirebilir belki. Yani fazlalıklarını atabilir, eksikliklerini tamamlayabilir. Ama bünyeye işlemiş bazı şeyler olumlu da olumsuz da olsa silinmiyor. Yaşamın hepimize bıraktığı izler, kesikler farklı. Belki bundan öyledir. İyi bir şey olduğundan kendi adıma emin değilim, ne ki böyle...

Uzun aradan sonra...

Merhaba Derya,
uzun zamandır sayfanızı ziyaret edememiştim. Okuduklarımı yine beğendim. İçli insansınız. Ustalıkla örülmüş şiirleriniz var, okunası denemeleriniz de cabası. Övgü düzmek huyum değildir. Fakat nerede 'içli şair', 'içli yazar' bulsam, durup, değerini tartarım. 'İçlilik' tir değer ölçüm. Aslında toptan, sanat içindir bu değerlendirmem. 'Yaşantı' dır sanatçıyı içli yapan. Bence insancıl yaklaşımın ilk öğesi bu 'içlilik' dediğim, duygu ve düşünceler bileşimidir. Bunu ortaya koyan sanatçı, eserini yaratırken çok daha özgür, çok daha etkileyicidir. Emek, zeka, akıl ve duygu da eklendi mi tamamdır. İ.Ehrenburg 'Anılar'ında B.Pasternak için şöyle diyor: büyük yazar olabilirdi, ne yazık ki 'yaşantı' sı eksikti. Bachman' ı sevdiğinizi biliyorum. Acaba o derinden gelen içliliği olmasa yine sever miydiniz?! Sizden sonra, daha önce okumadığım Bachman'ı okudum. Otuz Yaş' ı ve şiirlerini. Keşke şiirlerini daha iyi çevirselermiş. Ama yine de etkileyiciydiler. Yazdıklarınızı içli buluyorum. Bu sebeple sevgi ve saygılarımı gönderiyorum size.

Yorum izleme seçenekleri

Yorumların gösteriminde tercih ettiğiniz şekli seçerek değişiklikleri etkinleştirmek için "Ayarları kaydet"i tıklayınız.

Yeni yorum gönder

Back to top