güzel ülkem 4

Güzel ülkem heyecanlı günler geçiriyor. (yapay) Ülkemin meydanlarının biri boşalıyor, biri doluyor... Hakaretlerin biri yükseliyor, biri alçalıyor. Artık birbirimize alenen küfretmeye varacak kadar, küfre yakışacak kadar layığıyla diyeceği var herkesin birbirine...

Her referandum öncesi olduğu/olacağı gibi... güzel devletin cömert elleri yine her yere uzanıyor... Erken gelmiş bir noel-devlet gibi kucağında hediyeleri var... Kimseyi unutmuyor, hiçbir kesimi, hiçbir yeri, mecrayı...

Zaten insan hayatının iki ucu keskin bıçakları olan evetler ve hayırlar her yerde cirit atıyor... Evetlere, hayırlara güzellemeler yapılıyor/yazılıyor...

Ama en kötüsü galiba... Bu promosyonların, örtülü rüşvetlerin [bugün bir kitapta okudum... Osmanlıya dair bir kitapta... rüşvet (aşağıdan yukarı), atiyye (hediye, yukarıdan aşağı) diyor...], bağışta bulunacak, hediye verecek gücü olanların fütursuzca dağıttığı atiyyelerin ötesinde.... en kötüsü bence.. acının da ticaretinin yapılması... Sanki bu referandum (duma duma dum esprisi de güzel... ne de olsa sonu güzel.. bir yalan...) sadece eylüllü maddelerden ibaretmiş gibi, güzel güzel üstü örtülüyor her şeyin... Zaten biz "kana kan, cana can, göze göz" diyen bir milletiz. Zaten biz misillemeyi severiz ve intikam da kuvvetli bir duygudur, eğer altına yeterince odun atılırsa bunun ateşi arşa değebilir. İşte bana göre bir dönemin acıları üzerinden başarılı bir oyun konuluyor sahneye... Çoğu insan bu ayaküstü paketlenmiş olan şeye tek bir noktadan bakıyor. Sanki durumun bu hale gelmesinde bugünkü bazı yüzler de o vakit perde arkasında değillermiş gibi.. Sanki bir dönem gözleri parlayarak ellerini oğuşturanlar da aynı eller değilmiş gibi... Zaten içinde bulunduğumuz durum da aynı mantalite yüzünden bu hale gelmedi mi? Yetmez ama.. Yine de olsun ama.. Kötünün iyisidir ama.. Orası öyle ama burası da böyle.. denilmedi mi daha başından beri... İnsan, gölgesinde duracağı ağacın orda durmaya değecek bir ağaç olmasını istemeli, istemek hakkı... Sadece gözümüze güneş girmesin diye herhangi bir gölgeye sığınabilir miyiz?

Gidişhat öyle görünüyor ki yine istediklerine ulaşacaklar... Çünkü bizim içimiz acıyor, onlarsa yarını ipotek altına almaya çalışıyorlar... Ne ki o yarın, hepimizin... bir hesap sorulacaksa da başka türlü sorulmalıydı, kirin, pasın içine bulaşmadan...

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Back to top