Editör bir kitabın neyidir?

Hayatın gidişatı, içinde bulunduğumuz ateşten günler ve yoğunluk nedeniyle, gecemi gündüzümü alacak biçimde bir editör olarak yaşasam da burayı henüz işler hale getiremedim bir türlü. Ama yaklaşan yeni yılda bunu daha köklü bir âdete dönüştürmeyi düşünüyorum.

Yine de sıcağı sıcağına, hazır bugün işim bir kez daha kalbime dokunmuşken bir editör için başta haksızlık, yanı sıra incitici olabilecek bir uygulamadan yahut eksik uygulamadan söz edeyim.

Her kitabın bizim "künye sayfası" dediğimiz bir sayfası vardır. Genelde ilk birkaç sayfa içinde ve solda bulunan bu sayfalarda yayınevinin adı, adresi, kitabın adı, çeviriyse kendi dilindeki adı, yayın haklarıyla ilgili bilgiler, arada bir telif hakları ajansı varsa onun bilgileri, yurtdışı yayıncının bu sayfada bulunmasını istediği özel ibareler, matbaa adı, adresi, yayıncı ve matbaa sertifika no'ları, bazı yayınevlerinin yaptığı ama yaygın olmayan kütüphaneler için katalog bilgisi verilir.

Ayrıca elbette yazarın adı, varsa çevirmenin adı, kitap bir diziye bağlıysa dizi editörü, bazen genel yayın yönetmeni ya da yayın koordinatörünün adı verilir.

Mutfak kısmı diyebileceğimiz yere dahil olan kapak ve sayfa tasarımı, editör, düzeltme okumasını ya da varsa son okumayı yapan kişilerin adları da künyede belirtilir (ideali budur).

Yazar ve çevirmenden sonra kitaba en yakın, en içerde olan kişi kitabın editörüdür. (Bunları yazarken fiili olarak o kitap için çalışmış, emek vermiş bir editörü varsayıyorum. Akademik derlemelerde puan hedefli editör görünme konusu apayrı bir konudur ki asıl editörlere de zarar verir bu durum).

İyi bir editör, bana göre, kitabın hem içinde hem dışında durur. En az yazar ya da çevirmen kadar metne aşinadır yahut olmaya gayret eder. Bu durumda da kitabın kimliğini oluşturan ana unsurlardan biridir.

Bu düzeyde emek veren bir editörün (hele de editörüyle baştan yaratılan bir kitapsa ki böyleleri çoktur) adının kitabın künyesinde yer almaması bana göre kitabın yazar adı ya da çevirmen adı verilmeden yayımlanmasıyla aynı yere denk düşer. Bu hem editörlük işine hem bizzat o editöre yapılmış büyük bir haksızlıktır aynı zamanda ve emeğin suiistimalidir.

Bugün başıma böyle bir olay gelmesi, bana bunları yazdırdı.

İşini hakkıyla yapan bir editör, o kitabın önemli parçalarından biridir ve künyeleri oluşturan yayınevleri, ilgili kişiler bunu dikkate almak durumundadır. Yayınevleri bu konuda daha hakşinas ve hassas olmalıdır. Burası kilit bir nokta.

Elbette editörlüğün gerek sektör içinde gerek sektör dışında hemen herkesin üzerine alabileceğini düşündüğü basit bir iş olarak görünmesi, buna asıl neden olan şey.

...

Back to top