Yokuş Yukarı Mücadele

"[...] Böylece bir kere daha hayatıma başka bir şekilde başlamam gereken noktada duruyorum. Şimdi kendime sakin bir bakış ayarlayıp ciddi hareket etmeye başlayacağım; çünkü ancak bu şekilde, çocuğun ilk bilinçli eylemiyle kendisine “ben" demesi gibi, kendime daha derin bir anlamda “ben" diyebileceğim. Fakat bunun için sabır gerekir, insan ekin eker ekmez biçemez. Müritlerine üç yıl suskun durmalarını emreden, bu sürenin sonunda her şeyin yoluna gireceğini söyleyen filozofun yöntemini aklımda tutacağım. İnsan şölene şafakta değil güneş batınımda başlar. Tinsel âlemde de böyledir. ışığın parlayıp belirmesi ve güneşin bütün ihtişamıyla parlayıp çıkması için ilk önce biraz çalışmak gerekir. Her ne kadar Tanrının güneşi iyinin üstüne de kötünün üstüne de doğurduğu, yağmuru haklının üzerine de haksızın üzerine de indirdiği söylense de tinsel âlemde durum böyle değildir. Ve zarlar atıldı -bu yolun dönüşü yok artık! Bu yol beni kesinlikle mücadeleye götürür; ama vazgeçmeyeceğim. Geçmiş için yas tutmayacağım-neden yas tutayım ki? Enerjiyle çalışacağım, o sırada daha da derine gittiğini unutup ne kadar gömüldüğünü hesaplamaya başlayan bataklığa saplanmış adam gibi yas tutarak zamanı boşa harcamayacağım. Keşfettiğim yol üzerinde hızla yol alacağım, Lut’un karısının yaptığı gibi dönüp arkama bakmadan, yolumda karşıma çıkanları selamlayacağım, fakat mücadelemizin yokuş yukarı olduğunu unutmayacağım."

(III. Uğrunda Yaşayıp Ölebileceğim Fikir)

Soren Kierkegard, Kahkaha Benden Yana, İngilizceden çev. Nedim Çatlı, 3. Basım, İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 2013, s. 171-172.

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Back to top