ona şöyle demiştim
ona şöyle demiştim:
-bir kere çalarsa
açmayacaktım
-iki kere çalarsa
açmayacaktım
-ama üç kere çalarsa
evim evi olacaktı
o gece gökyüzü yerinde hiç olmadı
yürünmüş ipek yolları ve baharattan eczası
duyulmadı
bu yolu önceden ve sonradan yürüyenler
önden ve sondan gidenlerle
savaştılar
ne sis ne pus ne duman
her şey çıplak bir göz için
görülecek kadar netti
asılı tarihlerini okudum bakarak
görerek söyledim zencefil neye yarar
ne kadar katran tozu ne kadar kantaron
neden eski ve töhmetlidir evde zakkum
o bunları masal sandı
ben söyledim diye
o beni benden sandı
sesim sandı sadece
bir kerede ne gördüyse
beni sandı
ona dedim
yoktur anıları örten bir dağ
ne uzak ne daha uzak
unutmazlar anıları çocuklar
dedim diye inanmadı
ben saydı, var saydı beni
yine de sabahları
usta bir tanrının yaptığını bilerek
tüm bunları
uyandım
uykuma çağırdım diye onun gibi bir şehzade
denizi vermedim diye toplayıp kenarından
yerinde yeller estiğinde karasında kendinin
olmaz saydı, düşten saydı
ona dedim
yeniden yapılmalı tutmayan hesapları insanlığın
öyle var yok
öyle gel git
zorda kalırsam cayarım
mızıkçılık yaparım
vazgeçer başka türlü yazarım
kendi-dinler masalları
tecrit ve tehdit
benziyor bize
15/12/2009
- 2902 okuma
Yorumlar
Yeni yorum gönder