kitap tanıtım: idea nedir
İDEA NEDİR?
Fransızcadan çeviren: Atakan Altınörs*
Say Yayınları, Düşünce Dizisi - ISBN:978-975-468-812-2
1.Baskı, Mart 2009, s.136,
DERYA ÖNDER
Lübnan asıllı Fransız bir filozof, aynı zamanda tarihçi Nayla Farouki. Lübnan'ın ve Fransa'nın önde gelen üniversitelerinde dersler veriyor ve kitapları, akademik çalışmaları yayımlanıyor. Yaşamını da Lübnan ve Fransa arasındaki bağı koparmadan sürdürüyor. İlk kez dilimize bir eseri çevriliyor.
"İdea Nedir?" adlı kitabında, 20. yüzyıl da dahil, felsefecilerin tarih boyunca kendilerine sormadan edemedikleri bu soruyu, değişik boyutlarıyla ele alıyor, yeni sorular soruyor, sorular dışarıdan gelse de cevapların genellikle içeride yattığına dikkat çekiyor. Bilgi felsefesinin temel problemleri ve bu problemlere yönelik başlıca çözüm önerileri konusunda "İdea" kavramı üzerinden bir başvuru kaynağı oluşturmaya çalışıyor.
Kitap, "İdeaların Kökeni", "İdeaların Niteliği", "İdeaların Kullanımı" ve "İdeaların Realitesi"ni konu edinen dört ana bölümden ve yazarın, kitabın okunmasında yardımcı olacağını düşünerek sonuna ilave ettiği bir terimler sözlüğünden oluşuyor. Türkçede kimi zaman"ide" olarak da karşılık bulan "idea" kavramı (İng."idea", Fr. "idée", Alm. "idee", Yun. "idea"), beraberinde pek çok problemi de getiriyor: "İdea nedir? Nereden gelir? Neye yarar? Bunlar gibi daha pek çok sorunun eklenebilirliğinin yanı sıra "idea", felsefenin diğer kavramlarına göre nispeten insanın kendi içine bakarak el yordamıyla da yaklaşabileceği bir kavramdır.
"Gözlerinizi yumun ve düşüncelerinizi serbest bırakın. Aklınıza ister istemez kelimeler, sesler, imgeler gelir. İdealar kafanızın içinde uğuldar ve bunlar hep ilginç ya da hoş olmayabilir; ne kadar önemsiz olsalar da ideaların mevcut bulunuşu, pekala reeldir. Konsantre olmaya gayret edin. Mesela çarpım tablosunu veya La Fontain'in bir masalını içinizden geçirin. İdeaların üst üste bindiğini, arapsaçına döndüğünü hissediyor musunuz? Dikkatiniz bir yandan ezberlenmiş kelimeleri hatırlamaya yoğunlaşırken, diğer yandan kafanızın içinde karmaşa halindeki ideaların daldan dala sıçrayışı kesintisiz sürer..." diyor Nayla Farouki.
Gerçekten de böyle değil midir? Birbirimizden çok farklı olmamıza, farklı yerlerde, farklı alanlarda uğraşıyor, yaşıyor olmamıza rağmen hepimizin en büyük ortaklığı evrenin seslerinden, görüntülerinden, duyularımız aracılığıyla çekebileceğimiz her şeyi almamız ve kendi iç dünyamızda onları harmanlamamız değil mi?
"İdea" kavramı da aynı şekilde bizim kendimize durmadan yeni sorular sormamıza neden olur, bir yolla zihnimizi diri tutar. İdealar, nereden gelirler bize? Biz, idealara efendilik mi ederiz yoksa farkında olmadan onlar köleleştirirler mi bizi? Benliğimizin inşasında ne kadar katkıları vardır? Nasıl olur da birden çok ideaya sahip olabiliriz? Bu soruların hepsi çoğumuzun "idea" kavramını kullanmaksızın sezgilerimiz yoluyla da kendimize sorduğumuz sorulardır. Bu anlamda "İdea Nedir?", 21. yüzyılın hayhuyunda kimi zaman düşünmeye vakti olamayan kimi zaman düşündüğünün farkında olmayan çağdaş insanı "idea" kavramı etrafında yeniden düşünmeye, kendini kurmaya çağırıyor.
Nayla Farouki'nin günümüzün çağdaş filozoflarından birisi olarak kurduğu dil, konuya yaklaşımı, çizdiği panorama, düşünce sistematiğinin insanı "izlemeye" değil "katılmaya" davet etmesi; uzun yıllar boyunca felsefenin çeşitli alanlarında yaptığı çalışmalar sonucunda, dünyanın en zor şeylerinden birisi olan "basit" ifade etmeyi başarması; "İdea Nedir?"i, sadece felsefe okurlarını değil düşünen insanlar olarak "hepimiz"i ilgilendiren bir kitaba dönüştürüyor. Biryöntem olarak da Nayla Farouki, kitabını "okur için" değil "okurla birlikte" yazmayı tercih ediyor.
Kitabın içinde yol aldıkça, "puslu" idea kavramı nispeten bulanıklığını yitiriyor. Duyularımızla edindiğimiz idealar, anlama yetimizden kaynaklanan idelar, başka yerden gelen idealar ve dil'den kaynaklanan idealar hakkında bilgi edinerek öncelikle"İdeaların Kökeni" hakkında fikir ediniyoruz. "İdeaların Niteliği" başlıklı ikinci bölümde ise temel özellikleri hakkında birincil bilgiye sahip olduğumuz ideaların farklı bir sınıflandırılmasıyla karşı karşıya kalıyoruz.
"Mesela" diyor Nayla Farouki, "mavi renkten bahseden iki kişi aynı "şeyden" bahsettiklerinden emin olabilirler mi? Benim düşündüğüm "mavilik" sizinkiyle aynı mıdır? Ve bilhassa da "mavilik" ideası, benden bağımsız olarak mevcut olan bir realiteye karşılık gelir mi?"
Reel obje ve doğru hüküm; bir karşılığı olmayan idealar; değerinin ne olduğunu bilmediğimiz idealar; bulanık idealar; açık idealar, seçik idealar; yalın ve karmaşık idealar, genel, tikel ve tümel idealar... Tüm başlıklar yaşamda karşılaştığımız, çarpıştığımız, aslında bir türlü bildiğimiz ama bildiğimizin bilgisine henüz bilinç düzeyinde sahip olmadığımız ideaların yolunda ilerleyebilmemiz için önümüzü açıyor.
"İdeların Kullanımı" ve "İdeaların Realitesi" bölümlerinde de Platon'dan Popper'a kadar farklı filozofların "idea"ya bakışları ele alınıyor, örnekleniyor ve alt başlıklar yoluyla inceleniyor. Bu geçiş her seferinde aynı zamanda okurun ve Nayla Farouki'nin birlikte oynadıkları bir akıl oyununa dönüşüyor. İdealar, çağımızın vazgeçilmez oyuncakları olan puzzle'lar gibi düşüncemize ekleniyor, çıkarılıyor, yanlış yerde duran parçalar için hangi araç bize yardımcı olacaksa; varsa bu aracın temini, yoksa bunun yapımı için oyun, hummalı bir zihin çalışmasına dönüşüyor. Tam her şey tamamlandı derken son bir parçanın yerini beğenmemesi, puzzle'ın oturan parçalarını da yerinden çıkarmaya ve başka bir bilgiyle yeniden başlamaya benziyor.
Kendisi de idealarla örülü bu yolcuğun sonunda, Nayla Farouki'nin "Sonuç" bölümünde yazdığı şu cümleler, üzerinde durup düşünüldüğünde "idea" kavramıyla bu denli aşina olmanın neden önemli olduğunu da vurguluyor:
"Yaratıcı düşünün: Bizim tarafımızdan ortaya çıkarılacak idealar da vardır. (...) Yaratılacak idealar, mutlaka bazı anlarda eleştirilecek, yerden yere vurulacaktır. Yaratılan idealar bazen ilk anda alaya alınabilir. Bazense alay konusu olmak, kimi ideaların makus talihidir.(...)
Vaktini bir tek eskimiş ideaları eveleyip gevelemekle, bir tek onları yüceltmekle geçiren bir insanlıktan daha umut kırıcı - üstelik de daha tehlikeli- ne olabilir?"
*Galatasaray Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğr.Gör.
Varlık Dergisi Nisan 2009 kitap eki kısmında yayımlandı.
- 5447 okuma
Yorumlar
Kitap temini
Adriatik Derjaj
[email protected]
Kitap temini
degerli meslektaslar,
Kitabin tanitimini okudum. Tebrik ederim.
Bu kiatba nasil ulasabilirim
Turkolog
Adriatik Derjaj
Tiran Universitesi
[email protected]
Yeni yorum gönder