nerdeysen hep ordan başlarsın
insanın gidip gidip dönebileceği bir yer olması güzel. ev'ler de bu yüzden çok kıymetlidir. dünyaya gidip gidip eve döneriz. bazen yalnız, bazen başkalarıyla, bazen sadece izlerle ya da hatıralarla. hatıra olmaya aday taze anlar ya da bir türlü eskimeyen eski hatıralar. biz dursak da hayat durmaz. biz hareket ettiğimizde de geçtiğimizi düşündüğümüz zamanlar bazen geçilmemiş olarak kalırlar. yaşanmış ama üzerinden geçilememiş ne çok an vardır. her şey bir başkası için de bizimkiyle aynı anda ilerliyor sanırız. oysa bütün takvimler tek kişiliktir. benim için geçen iki yıl, senin için geçen iki yılla aynı olmayabilir. belki sen ilerledin ve ben sadece zamanın geçişini izledim. belki tam tersi. ben yol aldım ve sen geriye dönüp baktığımda bıraktığım aynı yerdesin. hiçbir şeyin bırakıldığı gibi kalması mümkün olmadığına göre, sen aynı şekilde hayatın hızını kullanarak ilerledin ama durumunu değiştirmedin. değişti sandığın her şeyi kendi içinde yokladığında, aslında hiçbir şeyin değişmediğini görebilirsin. ben, benim gibi olan her şey. sen, senin gibi olan her şey. hareket, iyidir. hareket, düşünme tasarrufudur. teori her zaman pratikten önce gelmez. tam aksine çoğu zaman pratik önce gelir, teori ardından oluşturulur. insan, kendi kendisinin üzerinde çalışmaktan asla vazgeçmediği, vazgeçtiğini düşündüğü anda bile çalışmaya devam ettiği projesidir. ölüm, bu projenin yarıda kesilişi olsa bile, proje sahibi olmadan kendi yolunu tamamlamak için devam eder. ölüm üzerine hiçbir şey bilemeyiz. sadece ahkam kesebiliriz. ahkam, doğrulanamayacağı için hükümsüzdür. ölümle tamamlanan her hayat bu nedenle hükümsüz kalmaya mahkûmdur. insan ne vakit yaşayıp ne vakit öldüğünü asla kestiremez. bunu söyleyebilecek konum diye bir şey yoktur. olamaz.
- deryaonder's blog
- Yeni yorum ekle
- 4167 okuma