şairin (tek) işi şiir yazmaktır (mı?)

Şiir yazan kişi olarak şairin, yazdığı şiir dışında düzyazı da yazıyor olması (tanıtım, eleştiri ya da poetik yazılar diyelim), dergi çıkarıyor olması da kişinin kendi "şair"lik anlayışının ya da tanımının bir parçasıdır diye düşünüyorum. Şairi sadece şiirini yazan, olup bitenle ilgilenmeyen birisi olarak düşünme düşüncesi bana uzak. O "olan biten" çoğu zaman can sıkıcı, yıldırıcı, bıktırıcı, ne zaman sokağa çıksan (gerçek ve mecazi anlamda) içinde hızla eve dönme isteği (gerçek ve mecazi anlamda) uyandırıcı olsa bile... Seni yorsa bile... Bu nedenle mümkün olduğu kadar çok şeyi izlemeye çalışırım. Şiir göndermeyi hiç düşünmeyeceğim dergileri ya da karşı çıktığım konularda olup bitenleri de (Ödüller, yıllıklar gibi)... 2001-2006 yıllarında öteki-siz dergisinin içinde olmak aslında zaten bu tavrın bir parçasıydı. Gel gelelim öteki-siz'in düzenli bir periyotla çıkamaması iki kişiyi rahatlıkla aşan bir yükü hep iki kişi taşımanın verdiği yorgunluk, periyotsuzluğun getirdiği gündemi takip edemeyiş, öteki-siz'i önemli ama yetersiz bir konuma sürükledi. Bunu ben rahatlıkla söyleyebilirim kendi adıma. Bugün yeniden dergi çıkarma imkânım olsa kesinlikle farklı bir yapıda, biçimde, içerikte, periyotta bir arayışa yönelirdim mesela. Bunu öteki-siz'i yadsıyarak söylemiyorum, bir izler-okur-şair olarak ait hissetmediğim halde parçası olduğum, gidişatının izlerini şiir dışı bulduğum bir ortama bakarak söylüyorum.

Bunları neden yazıyorum... Çünkü geçtiğimiz günlerde can acıtacak bir deneyimin ardından söz'ün söylenmesinin en uygun olduğu yer olarak bir kez daha burayı gördüğüm için. Hem ev hem bark olarak. Kısacası bloğu bu tarihten itibaren şiirle ilgili (dergi okuma vs. de dahil) izlemelerimin daha aktif, daha sıcak bir yansıması olarak kullanmaya karar verdim. Böylece uzun bir yorgunluktan sonra yeniden "eve dönme" aşaması da otomatik olarak ortadan kalkmış olur....

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Back to top