Tadilat

"Olağanüstü" ve tarihsel diye niteleyebileceğimiz bugünlerde (hatta bu aylarda) ben de kendimi bir kez daha eve, uzun zamandır kapısı açılmamış ama yine de zaman zaman sokağından geçilmiş bu eve bir kez daha dönmüş gibi hissediyorum. Siteyle tazelenen ve yinelenen ilişkimi "tadilat" yapıyorum şeklinde ifade edebilirim.

Ben yokken de 12 yıldır herkese açık olan bu evde tadilat yaparken, vaktiyle zihnimin nelerle meşgul olduğunu, uğraşlarımı, dinlediklerimi, izlediklerimi, düşündüklerimi hem bir gözlemci edasıyla hem sözün sahibi olarak yeniden görüyorum.

Schubert - Ständchen "Leise flehen meine Lieder"

Şimdilik sadece usulca bırakalım, sonra yazmak üzere...

"Dil Dildir"

"Dilin bizzatihi kendisi üzerine, yalnızca dil üzerine kafa yoracağız. Dil bizatihi – dildir ve kendisi dışında hiçbir şey değildir. Dilin kendisi, dildir. Mantıkla denetim altına alınan anlama, her şeyi hesaplamaya göre düşünme ve dolayısıyla genellikle buyurucu olan düşünme, bu önermeyi boş bir totoloji olarak görür. Aynı şeyi iki kere dile getirmenin –dil dildir– bizi herhangi bir yere götürebileceği nasıl düşünülebilir? Fakat biz herhangi bir yere gitmek istemiyoruz. Biz yalnızca, yalnızca zaten bulunduğumuz yere bir kere daha varmak istiyoruz.*"

Moby - Everloving

Olmak istediğim yerlerden biri.
O akışta ve o boşlukta seyir halinde
ve 1.03'teki geçişin güzelliğinde.

Negatif Sessizlik

"[...]
1. Sessizlik edebiyatın avangard geleneğine işaret eder. Amacımız doğrultusunda bu gelenek Sade’dan Beckett’e uzanır. Bu geleneği karşı-edebiyat olarak adlandırmak isteyebiliriz.

2. Sessizlik akıldan, toplumdan ve tarihten uzaklaşmayı, insanoğlunun yaratılmış dünyasındaki her türlü meşguliyetten ayırmayı [ayrılmayı], her türlü toplumsal varoluş biçimini feshetmeyi işaret eder. Bu insani sistemlere karşı koyan ve hatta onları bozan radikal ampirizmdir ve o, günlük sözcüklerdeki boş lafları ortaya çıkarır.

Ayların en zalimidir nisan

in

Çorak Ülke

...
Ayların en zalimidir nisan, leylaklar
Açtırır ölü topraktan, yoğurup
Bellekle isteği, diriltir
Ölgün kökleri bahar yağmurlarıyla.
...
Hangi kökler kavrar, hangi dallar büyür
Bu taş yığınında? Ey insanoğlu,
Bilemez, kestiremezsin, çünkü bildiğin ancak
Bir kırık suretler yığınıdır güneşin kavurduğu,
Ne ölü ağacın gölge, ne cırcırböceğinin huzur
Ne de kuru taşın su sesi verdiği. Yalnız
Bu kızıl kayanın altı gölgelik,
(Gel, sığın gölgesine bu kızıl kayanın),
Ve ben sana öyle bir şey göstereceğim ki,
Ne seni sabahları izleyen gölgendir bu,

Eleni'nin dansı

Son zamanlarda gördüğüm en güzel şey...

bakış'taki aşk

Bir aşk ne zaman biter? Bakış'taki aşk solduğu zaman. Hayretle açılan gözler, hayranlıkla izlemeye başlar önce. Bu bakış sadece güzellik için değildir. Bir varlığın diğerine sen ne zamandan beri varsın, vardın da bana niye şu zamana kadar görünmedin deyişindeki hayretin ifadesidir. Artık hep görebilecek olmanın, bakmaktaki sevmenin, söylenmeyen her şeyin söylenilmeyen her anda bakışa yüklenmesidir.

nerdeysen hep ordan başlarsın

in

insanın gidip gidip dönebileceği bir yer olması güzel. ev'ler de bu yüzden çok kıymetlidir. dünyaya gidip gidip eve döneriz. bazen yalnız, bazen başkalarıyla, bazen sadece izlerle ya da hatıralarla. hatıra olmaya aday taze anlar ya da bir türlü eskimeyen eski hatıralar. biz dursak da hayat durmaz. biz hareket ettiğimizde de geçtiğimizi düşündüğümüz zamanlar bazen geçilmemiş olarak kalırlar. yaşanmış ama üzerinden geçilememiş ne çok an vardır. her şey bir başkası için de bizimkiyle aynı anda ilerliyor sanırız. oysa bütün takvimler tek kişiliktir.

gül, ey saf çelişki

in

"gül, ey saf çelişki, nice gözkapağının altında
hiç kimsenin uykusu olmamanın
sevinci."

Rilke'nin mezartaşında yer alması için hazırladığı dizeler...

[Seçilmiş Şiirler, Rilke, çev. Turan Oflazoğlu, 1. basım Adam Yayınları, 1976, s. 13]

İçeriği paylaş

Back to top