galata kulesi

24 Mayıs 2010, Sirkeci'den Galata Kulesi

şiir: pagan şiir - (Türkçe-İngilizce)

PAGAN ŞİİR

.............................................björk’ün “pagan poetry” şarkısından hareketle,

beyaz zambakların kıvrılarak açma mevsimi
kıvrılırken ölüp kalacaklar

frenleri boşalmış bir bisikletin pedallarına
sıkıştırılmış… durursak çarparız... durursak
beyaz zambaklar… solar, mevsimi…

anlaşılmaz seslerle söyleniyor sözler
zambakların beyaz boyunları göğe değecek
oysa, mevsimi…

mavi çiçekleri olan ince bir bluz… düğmeleri hiç kopmamış
mavi bir gökyüzü... görmemiş mi hiç…
hepsini dolduruyor her gece kazdığı tünele

Homer'in oğlu: Blaise Cendrars

Birkaç gündür Cendrars şiirleri ve hakkında pek çok şey okurken, bir yandan da "gezgin şair"liği düşündüm. Çünkü Cendrars, aynı zamandan tam bir "gezgin şair"... Biz mesela ortaasya'dan kalkıp gelmiş ve öylece kalmışız. Zaten hareket etmeyi o kadar da seven bir millet değiliz. Bunun koşullar vb. şeylerle de ilgisi var gerçi ama yine de bizim biz olmamızla da derinden ilgili olduğunu düşünüyorum. Bizim ülke dışında sözü edilebilecek bir şairimiz ya da şiirimiz de yok aslında. Mesela bir diaspora şiirinden söz edemeyiz.

İstanbul'da "sabah hattı" - "The Morning Line" - Matthew Ritchie

Bugünlerde Eminönü'nden geçenler nisan ayı boyunca "Lale Meydanı" da denilebilecek olan meydandaki garip şeklin ne olduğunu düşünüyorlar mıdır bilmiyorum. Ama orada öyle devasa bir şeyin inşa edildiğinin farkında olmayan Eminönülüler olduğuna eminim, biraz da biliyorum.

2010 kültür projeleri kapsamında gerçekleştirilecek olan "The Morning Line" (Sabah çizgisi/hattı diyebiliriz ) için şu hazır bilgi tekrarlanabilir:

"Tarihin Meleği" - Walter Benjamin

Klee'nin Angelus Novus isminde bir tablosu vardır. Bu tabloda, gözlerini ayırmadan üzerine düşünmekte olduğu bir şeyden uzaklaşmak üzereymiş gibi duran bir melek resmedilmiştir. Gözleri dimdik bakmaktadır, ağzı aralıktır, kanatları da açılmıştır. İşte tarihin meleği de böyle görünmelidir. Yüzü geçmişe dönüktür. Bizim bir olaylar silsilesiyle karşılaştığımız yerde, o ayağının ucuna savrulan üst üste yıkıntılardan oluşan tek bir felaket görür.

son mektup, son cümle

Mektubumu ya da bir kopyasını sakla, benimsediğin yoldan ilerlemeye devam et. (platon, mektuplar, son mektup, son cümle)

Jürgen Habermas - "Anti-modernizm" - "Pre-modernizm"- "Post-modernizm"

Batı dünyasının az çok tümünde kapitalist modernleşme süreçleri gibi kültürel modernizme karşı eleştirel eğilimleri de azdıran bir anlayış gelişmiştir. Sanat ve felsefenin olumsuzlanması çağrısında bulunan programların iflasından doğan düş kırıklığı, muhafazakar tavırlara bahane bir bahane olarak kullanılmaktadır. "Genç muhafazakârlar"ın anti-modernizmi "yaşlı muhafazakârlar"ın pre-modernizminden ve yeni-muhafazakârların post-modernizminden kısaca ayıralım.

Paşa Gönüller Çağı

in

Paşa çayı diye bir şey vardı eskiden… Hâlâ var mı bilmiyorum ama artık çocuklara çay içirilmesinden yana değil bilirkişiler… Neyse, paşa çayı kısmı fazla serbest bir çağrışımla alakalı… Asıl mesele paşa gönüller çağı…

şiir dükkânı

in

Taşımaktan esef etmediğim yüklerden birisiydi öteki-siz çıktığında arkadaşlarla onu matbaadan almak ve Pentimento'ya götürmek ya da gerektiğinde kitabevlerine... Her zaman sıkıntılıydı dağıtım işleri, hâlâ düzelmediğini, bu işlerin ancak dergi emekçilerinin olağandışı çabalarıyla ilerlediğini de görüyorum. Aynı şey şiir kitaplarının da değişmez kaderi gibi duruyor.

John Ashbery - Paradoxes and Oxymorons

BY JOHN ASHBERY

This poem is concerned with language on a very plain level.
Look at it talking to you. You look out a window
Or pretend to fidget. You have it but you don’t have it.
You miss it, it misses you. You miss each other.

The poem is sad because it wants to be yours, and cannot.

İçeriği paylaş

Back to top