şiir dükkânı
Taşımaktan esef etmediğim yüklerden birisiydi öteki-siz çıktığında arkadaşlarla onu matbaadan almak ve Pentimento'ya götürmek ya da gerektiğinde kitabevlerine... Her zaman sıkıntılıydı dağıtım işleri, hâlâ düzelmediğini, bu işlerin ancak dergi emekçilerinin olağandışı çabalarıyla ilerlediğini de görüyorum. Aynı şey şiir kitaplarının da değişmez kaderi gibi duruyor. YKY'den ya da daha büyük yayınevlerinden şiir kitapları çıkan arkadaşlar çok mu mutlulardır bilemiyorum ama İstanbul dışına bile değil neredeyse Beyoğlu ve Kadıköy dışına çıktığında burada bile "bulunmaz" olur şiir kitapları. Diğer iller hakkında ise hemen hemen hiç yorum yapmamak belki de daha doğru.
Bir gün çok param olduğunda ya da şans oyunlarından (ki hiç ilgim yok yani sıfır ihtimal) ya da neydi o Mısır'da zengin bir hala, dayı çıkarsa ortaya yani hayalim Beyoğlu'da en az iki katlı küçük sevimli bir dükkân alıp bir şiir dükkânı açmaktı. İnsan hayallerini öyle ortaya serpmemeli belki de ama artık böyle bir hayalim yok galiba. Şiir kitaplarına yer vermeyen ya da en arka raflarına koyan kocaman dükkanlara inat cephesine onlarınki kadar büyük bir şekilde "şiir dükkânı" yazacaktım ve elbette şiir kitabı ya da dergiler dışında hiçbir şey de olmayacaktı bu dükkânda. Herkes aradığı tüm kitapları orada bulabilecekti, istediğinde adresine gönderilecekti. Şiirin giremediği o yerlere inat, buraya da şiirin dışında hiçbir şey giremeyecekti. Nedense bunun çok iyi bir fikir olduğunu da düşünüyordum. Ama dediğim gibi gelişmelere, daha çok da gelişmemelere bakınca artık bunu istemiyorum.
Herkes dağıtımdan şikayetçi. Peki varsayalım ki dergi bayilerinde tüm dergiler hiç de bugün olduğu gibi ağır koşullar olmaksızın satılabilir hale gelmiş olsunlar. Ortada buna can atan, deli gibi dergi arayan bir okur kitlesi mi var? Yani insanlar şiir okuyorlar, okumak istiyorlar da dergilere ulaşamıyorlar mı? Böyle olsa zaten durum da biraz olsun değişmez mi? Uzun yıllar buna kafa yorduktan sonra, artık bir derginin dağıtım işini sorun etmemesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü dediğim gibi bu kaldıracın bi ucu hep havada. Bunun nedenlerini bugün yazılan şiire bağlamak da çok anlamlı gelmiyor bana. Taş çatlasa 500 basan çoğu bu kadar bile basılmayan dergiler artık sadece şiir yazanlar arasında dönüp duruyor. Hatta şairler ilişkili olmadıkları dergileri okumuyorlar bile. Demek ki kaç kişi çıkarıyorsa bir dergiyi, o sayının maliyetini toparlayacak kadar hatta belki yarısını filan toparlamış olmak kâfi... Zaten bu işten para kazanılmaz hatta cepten verildiği çoktur. Ki dergilerin çoğu şu anda en azından ne yapıldığından insanların haberi olsun diye şairlerin adreslerine ya da yıllık hazırlayanların filan bizzat dergiyi gönderdikleri için -ki ben bu adrese gönderilen dergi adetlerinin ciddi rakamlar olduğunu düşünüyorum- kendilerince asgari hedefe de ulaşmış oluyorlar.
Birkaç yıl önce edebiyat dergileri ölüyor, bu işler bitti deniliyordu. Geldiğimiz nokta tuhaf bir şekilde bunu yalanlıyor. Yani doğru orantılı olmayan bir şey var. Dergi sayısı gittikçe artıyor. Her geçen gün yeni bir dergi daha çıkıyor. Ama bunu gelişme ya da ilerleme olarak görmek safdillik olur. Çünkü dediğim gibi, ne oluyor ki bu artış var. Bunu tetikleyen talep nerde, kimden geliyor ki bir sunum fazlalığı yaşıyoruz. Bundan büyük oranda nasiplenenler de şairler tabii. Yine okur işi değil yani. Aynı ay gidip üç beş dergi birden aldığınızda pek çok şairin birçok dergide birden yazdığını, şiir yayımladığını, sorulara cevap verdiğini görebilirsiniz. Ama eski bir Aziz Nesin hikâyesinde olduğu gibi, dünyanız ilişkili olduğunuz yerle sınırlıysa güllük gülistanlık bir manzara olduğunu düşünmeye devam edebilirsiniz.
Aynı nedenlerle bugünlerde aklımda "şiir piyasası" sözcüğü şiddetli bir şekilde dolaşıyor. Sadece "piyasa" da değil, pazar, podyum, mübadele... Bu konuları içeren bir yazı yazmayı düşünüyorum... Olanları izlemeye de devam ederek tabii...
- Yeni yorum ekle
- 3920 okuma