şiir

Black Sands

in

bakış'taki aşk

Bir aşk ne zaman biter? Bakış'taki aşk solduğu zaman. Hayretle açılan gözler, hayranlıkla izlemeye başlar önce. Bu bakış sadece güzellik için değildir. Bir varlığın diğerine sen ne zamandan beri varsın, vardın da bana niye şu zamana kadar görünmedin deyişindeki hayretin ifadesidir. Artık hep görebilecek olmanın, bakmaktaki sevmenin, söylenmeyen her şeyin söylenilmeyen her anda bakışa yüklenmesidir.

yayımlanmış şiirlerden: altıpatlar

altıpatlar

altı

dönüp duruyordu birlikte çevrilen topaç
çocuklar yaslı oldukları kadar da yasalıydı
hangi oyunlar yalnız oynanacak
hangilerinde “ bir çeteyiz biz”
bozup kurup yıkarak geçip mahallelerden
aralarına dalacağız kentlilerin
geri kalmış kendilerimizin ardından
daha zaman varken. büyümeden. toz. duman. yıkım.
dan.dan.dan.dan.dan.dan

beş

sabahları bir ağacın dalına çengel gibi asılıyordu gün
birikiyordu yağdıkça kin… dün, önceki dün, yarın
habire yağıyordu dil dinmeyecekmiş gibi

Yayımlanmış Şiirlerden: Lahit

lahit

böylece yıkıldı ev
sahibinden önce

önce çitler
çifter çifter
bahçe kapısı sonra
kendi kendine
yarı silik merdivenler

ölüyü salondan çıkardık
salon L tipi, mutfak açık
amerikan barda günün kahvesi
raflarda kitap iskeletleri insan ayraçları
yatak odasından fırlamış bir yatak
birkaç rüya kalıntısı marleylerde

en son kendini asmış çerçeveye
raptiyeyle çiviyle elleriyle
başından ortasından sonundan

biz sıcak bulduk
pencereleri taşırdık dışarı
göl göl oldu laminant tezgâh

gizli bir oda bulduk odanın içinde
bir duvar bulduk ıskarta

2000-2010 Arası Şiir Yayımlayan Dergiler (Yazı)

https://www.academia.edu/7072420/2000-2010_Aras%C4%B1_%C5%9Eiir_Yay%C4%B...

Üç Nokta Dergisi, "2000'lerde Edebiyat Dergileri" özel sayısı, sayı:4, Güz 2010.

şiir kapanı

Bütün açılarıyla denk düşer mi emin değilim ama aklımda böyle bir şey dolaşıp duruyor. Bir defa şiir büyük bir çoğunluğun zaten umurunda olmadığı için, mekanizma tam da "kapan"da olduğu gibi, siz onunla temas edince çalışmaya başlıyor. Yani havyan orda kendisi için cazip bir şey olduğunu varsayarak uzanıyor önce...

egosantrik şiir

in

nihayetinde insan küser. bizim şiir tarihimiz biraz da küsmeler tarihidir. çok şair vardır, an gelmiş çekilmiştir. küsmüştür. nerden mi çekilmiştir? şiirden, şiir kamusundan, dergilerden, eskilerin meyhane buluşmalarından... kiminde tavşan dağa küsmüştür, dağın umurunda olmamıştır. kiminde tavşan küstüğünün dağ olmadığını bir vakit gelmiş ancak fark etmiştir. içi rahatlamıştır. kiminde "zirvedeyken" çekilme planı uygulanmıştır. (zirveler haritada işaretlenmemiştir)

Neden Şair Olmayabilirsiniz? (!!)

  • Eğer şiir yazdığınızda geceyarısı da olsa (hatta özellikle geceyarısı) okumak için yanınızda uyuyan sevgiliniz ya da karınızı/kocanızı uyandırmıyorsanız ya da telefon edip ona telefonda şiirinizi okumuyorsanız;
  • Eğer kitabınızın adı “tatile giderken yana alınacak kitaplar” listesinde geçmiyorsa;
  • Eğer bir köşe yazarı ya da eleştirmen kitabınızdan söz etmediyse;
  • Eğer hâlâ kişisel bir manfiesto yazmadıysanız;

Paşa Gönüller Çağı

in

Paşa çayı diye bir şey vardı eskiden… Hâlâ var mı bilmiyorum ama artık çocuklara çay içirilmesinden yana değil bilirkişiler… Neyse, paşa çayı kısmı fazla serbest bir çağrışımla alakalı… Asıl mesele paşa gönüller çağı…

şiir dükkânı

in

Taşımaktan esef etmediğim yüklerden birisiydi öteki-siz çıktığında arkadaşlarla onu matbaadan almak ve Pentimento'ya götürmek ya da gerektiğinde kitabevlerine... Her zaman sıkıntılıydı dağıtım işleri, hâlâ düzelmediğini, bu işlerin ancak dergi emekçilerinin olağandışı çabalarıyla ilerlediğini de görüyorum. Aynı şey şiir kitaplarının da değişmez kaderi gibi duruyor.

İçeriği paylaş

Back to top