Kitaba Adını Veren Şiir: Akasya Telaşı

akasya telaşı 

yaz gelecek
sonsuz gürültüsü dinecek kalplerin

acımasız bir kışın ardından gülümseyecek sokağa çıkan çocuk
biz, daha çok diyorduk avluyu dolaşan güneşin eve girmesine
henüz geç değil, kalbi üstünde taş kalmamış kadınlar için

ama şimdi üzgün ağaçlarının altında toprağa değerken ayaklarım
biliyorum, zaman keser incelmiş yerlerinden bir aşkı
ve tepinmek dünyanın üzerinde mızıkçı çocuklar gibi, nafile

o yüzden anlıyorum cama düşen akasyanın telaşını
burkmuyor içimi artık yıkık duvar, savruk nehir
kalmanın da gitmeye eş olduğunu bilenler için
sarıdan çoktan geçmiş evlerin uykusuz sabahları için
artık hatırlanmaktan yorulmuş anıların cânı için
kâr etmez sabır, efsunsuz aşk, armağan edilen baykuşun hakkıiçin

bozduğum yeminlerin tümünden çektiğim ellerimi
şimdi bir kez daha uzağa sürebilmek için
topluyorum senin denizlerine döktüğüm ağlarımı

biraz da huysuz bir toprakta büyüdüm diye
ishak paşa sarayı'na karşı ağladım diye
annem üşüyen yerlerimi buza bağladı diye

bekliyorum burada
her şeyin her şeye karşılık geldiği yerde
dilimde tüyden hafif sözcüklerle.

gelsin
gelsin ve dökecekse döksün âh'ını üstüme diye

gelsin
başka türlüsü yok

bekliyorum
telaşlı bir akasyanın gölgesinde. 

 

 

 

Back to top