Yukio Mishima - Bereket Denizi Dörtlemesi

İlk tesadüf ettiğim günden beri zaman zaman gidip www.ubu.com'a bakıyorum. Ayrıca çok önemli bir oluşum olduğunu da düşünüyorum. Sitenin sık sorulan sorular kısmında siteyi oluşturma amaçlarını " UbuWeb Kasım 1996’da başladı. Önceleri amacımız görsel, somut, giderek de ses şiiri üzerine bir arşiv olmaktı. Yıllar içinde, UbuWeb avangart sanatın tüm hallerini kucaklayan bir yapıya büründü, daha da ötesine geçti. Sınırları da her yönde genişlemeye devam ediyor." (tamamı şurdan okunabilir: http://www.ubu.com/resources/faq_turkish.html) diye açıklıyorlar. Siteden almak, çalmak serbest..

yeşil biberler ve kırmızı biber

Detaylı bilgi burada... Bu başka bir konu...

http://www.istanbulfilmfestival.com/

med'set orkestra - radio tarifa - La tarara

Aslında "Niyobe için" adlı bir toplama albümde dinledim geçenlerde "La Tarara"yı.. Med'set Orkestra isimli gruptan dinledim. Bu grup yaşam felsfeleri ve politik görüşleri ortaklaşan ve akdeniz müziği yapmak isteyen insanlardan oluşmuş. Kendileri için "biz Portekizli, İspanyol, Cezayirli ya da Yunanistanlı olmadan önce Akdenizliyiz" diyorlar. Tüm çabalarıma rağmen bağımsız ve buraya alınabilecek portatif bir klip bulamadım. Ancak şurda nispeten amatör ve gayriresmi bir siteleri var.

http://www.myspace.com/medsetorkestraofficiel

Şiir Yıllıklarına Dair

Yıllıklar ve antolojiler konusu bizim şiirimizin kangren meselelerinden birisidir bana göre. Tıpkı ödüller konusunda olduğu gibi.. Kangrendir çünkü tedavi edilecek bir yanı kalmamıştır. Bu yüzden de tüm kangren vakalarında olduğu gibi o bölgenin kesilip atması gerekir ki en azından bütünü kaybetmeyelim. Sonra yeniden mi yapılanacağız başka yerden mi başlayacağız, ne yapacaksak o da ayrı konu.. Ama bozulan bir şeyi tamir etmenin yenisini yapmaktan daha zor olduğu kesin…

nietzsche - "suç", "kara vicdan" ve benzerleri

[...]
Söz verebilen bir hayvan yetiştirmek - insan açısından bu, doğanın kendine yüklediği paradoksal bir görev değil mi? İnsanla ilgili gerçek bir sorun değil mi? Bu sorunun büyük ölçüde çözülmüş oluşu, karşıt kuvveti, unutkanlık kuvvetini tümüyle anlamış birine çok şaşırtıcı görünmelidir. Unutkanlık, yüzeysel olarak bakıldığında sanılabileceği gibi, bir ves inertia (süregelme kuvveti, atalet kuvveti, dirençli kuvvet) değildir.

haale: "ellerimi bahçeye dikiyorum"

Furuğ'un bir şiiri vardır:

tüm varlığım benim, karanlık bir ayettir
seni, kendinde tekrarlayarak
çiçeklenmenin ve yeşermenin sonsuz seherine götürecek

ben bu ayette seni ah çektim, ah
ben bu ayette seni
ağaca ve suya ve ateşe aşıladım
[...]
ellerimi bahçeye dikiyorum
yeşereceğim, biliyorum, biliyorum, biliyorum

...
Haale (Hale) İranlı bir şarkıcı. Şurda sitesinde bu şiirin bestelenmiş bir hali var. Açılacak sayfadaki bütün şarkılar dinlenebilir. Benim özellikle bahsettiğim şarkı ise "hastee" şarkısı..

schopenhauer: "ne mutlu ona ki bilinçsiz!"

İnsanın yavaş yavaş, hiç durmadan mükemmeliyete doğru ilerlediği tasavvurunun geçmişi belki de iki yüzyılı bile bulmaz. Schopenhauer bunun bir yanılsama olduğunu düşünür. O durağan diyebileceğimiz bir insan görüşüne sahipti. Nesiller birbirini takip eder, fakat büyük ölçüde aynıdırlar. İnsan belli değişmez niteliklere sahip olduğu için, büyük ölçüde diğerleri—maymun, aslan, herhangi bir ağaç yahut bitki—gibi bir türdür.

İçeriği paylaş

Back to top