ya vardır ya yoktur
Posted February 4th, 2012 by deryaonder.... [104] Bir şey değişiyorsa, o şey ya vardır ya yoktur. Olmayan bir şey madde halinde olmadığından ve eyleme maruz kalmayacağından değişikliğe de uğramaz. Varolan değişiyorsa, varolduğu ya da olmadığı sürece değişiyor demektir. [105] Varolmadığı sürece değişemez, çünkü o yok demektir. Buna karşılık varolduğu sürece değişiyorsa, varolandan farklı bir şey, yani varolmayan olması gerekir. Oysa varolanın varolmadığını söylemek saçmadır. O halde varolan her iki durumda da değişmez.
- Yeni yorum ekle
- Devamını oku
- 4470 okuma
Şiir: “nice yazlardan sonra kuğu da ölür”
Posted January 14th, 2012 by deryaonder
Çünkü bir mağaranın oyulmasına benzer
İnsanın içinin oyulması da
Yeniden çizilirken sınırlar ve sinirler
Bir taş plağın neresinden çizilirse çizilsin
Benzemez çıkan ses bir öncekine
Çünkü iş güvenliği ve sosyal hukuk ya da tam tersi
Çünkü barış harekâtı ve kanatsız kalmış güvercinler
Çünkü ne kadar aydınlıksa ay o kadar karanlık gece
Çünkü uzlaşabilmek için yontulan yerleri acıyor insanın
Bir kertenkeleye benzemiyor hiç ayna tutulunca üstüne
Çünkü bütün geçtiklerimiz ve kendilerinden ikmale kalınanlar
İhmale gelmiyor. üçüncüden sonrası sorulmuyor artık
- Yeni yorum ekle
- Devamını oku
- 5043 okuma
Sosyal Medya hırsız mı?
Posted January 13th, 2012 by deryaonderUzun süre çalınmayan kapıları yeniden çalmanın, uzun zaman aranmayan dostları yeniden ilk kez aramanın güçlüğü gibi, ev-bloğu hazirandan beri terk ettikten sonra (gelip bazen camdan gözetlemedim diyemem) son yazının tarihiyle her bakışım arasında giderek açılan fark, bana fiili öğrencilik yıllarından epey uzun zaman sonra yeniden elime rapido aldığımda hissettiğim şeyi hatırlatıyordu.
- Yeni yorum ekle
- Devamını oku
- 4032 okuma
Âşıkane Bir Şiir: Monna Rosa
Posted January 13th, 2012 by deryaonderHemen hemen iki yıl önce Deniz Durukan'dan aldığım bir e-posta ile böyle bir ortak çalışmaya davet edilmiştim. Projenin içeriği ve ayrıca bana önerilen şiirin Monna Rosa olması beni bu çalışmaya olumlu bakmaya itmişti. Deniz'in koordine ettiği ve yazar olarak da içinde yer aldığı kitap, geçtiğimiz günlerde nihayet yayımlandı.
Yazının giriş kısmından kısa bir alıntı:
- Yeni yorum ekle
- Devamını oku
- 6066 okuma
Çoksesli Tekseslilikler ya da Kanonun Öteki Yüzü
Posted January 13th, 2012 by deryaonder(Bu yazının kısaltılmış hali, Karagöz Dergisi'nin 17. sayısında (Kasım 2011) "Kanonsuzlar" dosyası kapsamında yayımlanmıştır)
Köken olarak oldukça uzun bir tarihe dayanan ve sözcük olarak farklı anlamları içeren kanon, bizde doğrudan pek gündeme gelmemiştir. Bunun en büyük nedenlerinden birisi de belki de edebi bir kanonumuz olup olmadığı konusunda mutabakat sağlanamamış olmasıdır. Yanı sıra, kanon kadar konturları çizilmiş olmasa da yapılan kronolojik çalışmalar ya da farklı çalışmalarla yapılan bir tür tarih yazıcılığı da aslında aynı niyeti taşımıştır.
- Yeni yorum ekle
- Devamını oku
- 4450 okuma
evi temiz tutmak
Posted June 29th, 2011 by deryaonderev deyince her zaman iyi şeyler gelmiştir aklıma. belki evde olmayı sevdiğim içindir. "eve/kendine dönmek" gibi çokkullanışlı anlamları filan da hesap edince daha da kıymetli bir hal alıyor bana göre.
aslında evin sınırları, dediğimiz şey de (dış-dışarıdaki) dünyayla aramızdaki fiziki sınırları belirleyen bir şey. özellikle evinin tek sahibi olanlar daha iyi bilecektir, bir ev, bir evden fazlasıdır her zaman.
- 1 yorum
- Devamını oku
- 8179 okuma
sinema günlüğü
Posted May 15th, 2011 by deryaonderİzleyerek oluşmakta olan küçük bir arşiv ve seyir listesi:
Christopher B. Landon (1975) Amerika [02/07/2011]
- 2010 - Burning Pulms - Yanan Palmiyeler
Pinchas Perry
2007 - When Nietzsche Wept - Nietzsche Ağladığında [15.05.2011]
- Yeni yorum ekle
- Devamını oku
- 91945 okuma
Diogenes'den bir mesel mi desek
Posted April 26th, 2011 by deryaonder[...] Diogenes bu durumda da her zamanki gibi davranıyordu; insanların onu övmesi ya da kınaması önemli değildi; kendisini görmeye geldikleri zaman zenginlerle ve ünlülerle de, bir komutanla ya da bir hükümdarla da, ama önemsiz kişilerle, yoksullarla da konuşuyordu. [8] Bu insanlar kimi zaman saçmalayınca onları dikkate almıyor, ama gösteriş yapmak, zenginliklerinden, soylarından ya da nüfuzlarından dolayı gururlanmak istedikleri zaman aman vermeden üstlerine gidiyor ve ağızlarının payını veriyordu.
- Yeni yorum ekle
- Devamını oku
- 3594 okuma
Spinoza - Deleuze ... Nedenlerin Nedeni... -
Posted April 22nd, 2011 by deryaonder"Adamın birinin kafasına bir taş düşmüş olsun, bundan doğal olarak taşın onu öldürmek için düştüğü sonucu çıkarılmaz mı? Bu dünyada tesadüfe yer olmadığını göstermenin daha iyi bir yolu var mıdır? Belki bunun olduğunu, çünkü rüzgârın estiğini, adamın da o sırada oradan geçmekte olduğunu söyleyeceksin. Ama onlar ısrar edecekler: Neden rüzgâr tam da o anda esmiş?
- Yeni yorum ekle
- Devamını oku
- 4417 okuma