
evi temiz tutmak
Posted June 29th, 2011 by deryaonderev deyince her zaman iyi şeyler gelmiştir aklıma. belki evde olmayı sevdiğim içindir. "eve/kendine dönmek" gibi çokkullanışlı anlamları filan da hesap edince daha da kıymetli bir hal alıyor bana göre.
aslında evin sınırları, dediğimiz şey de (dış-dışarıdaki) dünyayla aramızdaki fiziki sınırları belirleyen bir şey. özellikle evinin tek sahibi olanlar daha iyi bilecektir, bir ev, bir evden fazlasıdır her zaman.
- 1 yorum
- Devamını oku
- 8292 okuma
sinema günlüğü
Posted May 15th, 2011 by deryaonderİzleyerek oluşmakta olan küçük bir arşiv ve seyir listesi:
Christopher B. Landon (1975) Amerika [02/07/2011]
- 2010 - Burning Pulms - Yanan Palmiyeler
Pinchas Perry
2007 - When Nietzsche Wept - Nietzsche Ağladığında [15.05.2011]
- Yeni yorum ekle
- Devamını oku
- 92181 okuma
Diogenes'den bir mesel mi desek
Posted April 26th, 2011 by deryaonder[...] Diogenes bu durumda da her zamanki gibi davranıyordu; insanların onu övmesi ya da kınaması önemli değildi; kendisini görmeye geldikleri zaman zenginlerle ve ünlülerle de, bir komutanla ya da bir hükümdarla da, ama önemsiz kişilerle, yoksullarla da konuşuyordu. [8] Bu insanlar kimi zaman saçmalayınca onları dikkate almıyor, ama gösteriş yapmak, zenginliklerinden, soylarından ya da nüfuzlarından dolayı gururlanmak istedikleri zaman aman vermeden üstlerine gidiyor ve ağızlarının payını veriyordu.
- Yeni yorum ekle
- Devamını oku
- 3721 okuma
Spinoza - Deleuze ... Nedenlerin Nedeni... -
Posted April 22nd, 2011 by deryaonder"Adamın birinin kafasına bir taş düşmüş olsun, bundan doğal olarak taşın onu öldürmek için düştüğü sonucu çıkarılmaz mı? Bu dünyada tesadüfe yer olmadığını göstermenin daha iyi bir yolu var mıdır? Belki bunun olduğunu, çünkü rüzgârın estiğini, adamın da o sırada oradan geçmekte olduğunu söyleyeceksin. Ama onlar ısrar edecekler: Neden rüzgâr tam da o anda esmiş?
- Yeni yorum ekle
- Devamını oku
- 4541 okuma
Heotontimorumenos (Kendi Kendinin Celladı) - Baudelaire
Posted March 2nd, 2011 by deryaonderKızmadan vuracağım sana
Kinsiz, kasap gibi,
Kayayı yaran Musa gibi!
Ve gözkapaklarından,
Fışkırtacağım azabın sularını
Sahra'm kana kana içsin diye.
Umutla şişmiş arzularım
Tuzlu gözyaşlarının üstünde yüzecek
Engine açılan bir gemi gibi,
Ve gözyaşlarından sarhoş gönlümde
Sevgili hıçkırıkların çınlayacak
Hücum vuran bir trampet gibi!
Çatlak bir ses değil miyim
Tanrısal senfonide,
Beni itip kakan ve ısıran
Yırtıcı ironi sayesinde!
Sesime işlemiştir o çığırtkan!
Bu kara zehir bütün kanımdır!
- Yeni yorum ekle
- Devamını oku
- 19108 okuma
Alıntı: Kalpazanlar ve Eleştirmenler
Posted February 13th, 2011 by deryaonder"Günün birinde Herakles'in karşısına iki kadın çıkar. Biri ona güç işlerle, ezâyla ve cefâyla dolu meşakkatli bir hayat, diğeri ise yan gelip yatmakla ve zevkü sefayla geçecek müreffeh bir hayat vaat eder. İlk kadın kendisini Fazilet, ikincisiyse Fuzulet olarak tanıtır. Görünürde Fuzulet daha çekici gelse de Fazilet, Herakles'in sonunda iyi bir noktaya varabilmesi için, daha güç olan yolu takip etmesi gerektiği konusunda çok dokunaklı ve itiraz kabul etmeyen bir tartışma yapar.
- Yeni yorum ekle
- Devamını oku
- 18036 okuma
siyah kuğu, beyaz kuğu ve martı
Posted February 8th, 2011 by deryaonder- Yeni yorum ekle
- Devamını oku
- 5428 okuma
Şiir yıllıklarındaki yaygın ifadeler
Posted February 4th, 2011 by deryaonderNezaket, aslında iyi bir şeydir. Ama "nezaket" dediğimiz şey, bir ilişki kurma ya da ilişki dengeleme şeklini alıyorsa, aynı oranda da zararlıdır. Bizdeki nezaket, eleştiriye, incelemeye yazıya filan da dayandı mı berbat bir hal alır, sonra içinden de çıkılmaz.
Yıllıklarla ilgili çok şey söylememişimdir. Ama bir kez söylediğimde de etraflıca söylemiştim. Bu yüzden genel olarak kişisel tavrımın ne olduğu bellidir. bir kez daha şurdan bakılabilir Konuyu dağıtmayalım.
Şunlar (ve diğerleri de) çok güzel, 10 numara:
- 1 yorum
- Devamını oku
- 4319 okuma
Cadı Kazanı
Posted February 2nd, 2011 by deryaonderArthur Miller, büyük bir oyun yazarı. Uzun bir hayat yaşamış. Bütün Oğullarım, Satıcının Ölümü, Cadı Kazanı adlı oyunları metin olarak da ulaşıp okuyabildiğimiz, tiyatrolarda oynanan en önemli oyunları. Ben oyun olarak hiçbirisini izlemedim. Ama tiyatro metinleri olarak hepsini okumuştum.
- 1 yorum
- Devamını oku
- 7725 okuma
yığma yapılar
Posted January 12th, 2011 by deryaonderMimaride yapılar en kabaca ve temel haliyle ikiye ayrılır. Yığma yapılar ve betonarme (karkas) yapılar. Yığma yapılar, doğal olarak en geleneksel olanlar. Yüzyıllardır kullanılan bir sistem. Ana prensip duvarların taşıyıcı olarak planlanlanmış olması. Yani binanın iç ve dış yüklerinin duvarlar aracılığıyla temellere aktarılması. Dolayısıyla böyle bir yapıda temellerin sağlamlığı da hayati önem kazanıyor. Bu duvarların oturduğu temel duvarlar dipte pabuç gibi düşünülebilecek sömellere oturur vs. Betonarme yapılarda ise bir iskelet vardır. Bu iskelet ahşap da olabilir çelik de.
- 1 yorum
- Devamını oku
- 20939 okuma
