Yayımlanmış Şiirlerden: Hybris

hybris

burada
küçük su kanallarında boğmak için sesimi
uzun uzun suya bakıyorum

aynasında ruhumun çatlaklar var
ne zamandır susulmuş şeyler
çağrılmak istiyor
-hatıraların yurdudur susmak-

gidenlerin arasında tanıdığım yok
son yolcuyu da uğurladıktan sonra
ağrıma gitmiyor hayat

çitlerim yükseliyor
tarlam sürülsün, boy vereyim derken
telleri çiziyor alnımı uzaklara bakmanın

hybris bahçesinin ağaçları gür
döndüğüm yerler varılmaktan memnun
arzu dingin, keder yedi canlı

varla yok arası, yoksa hiç
akıyor içime günlerin uğultusu

kelimelerin kayboluşu

Her zaman cevapları veremeyiz.
Bazen de sadece soruların peşinden gidiliyor, belki sadece düşünmek mümkün oluyor. O da belki.

Kelimeler kaybolunca ne olur?
Kelimeleri kaybedersek ne olur?
Bir insan kelimelerini kaybederse ne olur?

Her şeyin dilce anlaşıldığı bir çağda kelimeleri kullanmıyorsak, nasıl anlaşabiliriz?

Bunlar teknik sorular değil.

*

Bu satırları yazdıktan sonra "Her şeyin..." ile başladığım cümleye takıldım.
Yeni bir soru oluştu zihnimde: "Öyle mi acaba?"

Tino Rossi - Les pêcheurs de perles

Georges Bizet'nin 25 yaşındayken bestelediği Carmen operasından bir eser... "İnci Avcıları" anlamına geliyormuş. Tino Rossi'nin büyüleyici sesi ve yorumuyla... Kaybedilenlere ağıt mı desek...

Yayın Dünyamız dergisi için yapılmış bir röportaj

Say Yayınları'nda çalıştığım dönemde yayınevi adına yapılmış bir röportaj çıktı arşivlerden. Aktaralım:

Tarih: 1 Ağustos 2012

Editör olarak, kitabın hazırlanışının bütün safhalarında tecrübelisiniz. Sizi bu mesleğe yönlendiren etkenlerle beraber kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

benim müziklerim (video güncelleme)

Biraz zamanımı alsa da Benim Müziklerim kısmında, çalışmayan linklerin hepsini güncelledim.
Altlarına yazdığım kimi notlar o dönemlere özgü. Bu anlamda tarihleri de dikkate almak gerekir.

Evden çalışmaya başladığım son on yıllarda, televizyonun da yıllar önce evden çıkmış olmasıyla, müzik çok daha geniş bir yer tutuyor hayatımda. Ama buradakilerin kendine (bana) özgü zamanları işaret ediyor olmaları önemli.

Şuradan: Benim Müziklerim

Sonuşmaz

Eskiden beri sevdiğim bir şey, terimleri, kavramları kendi alanlarından koparıp başka türlü düşünmek. Ya da onların yarattığı çağrışımlarla başka bir şey kurgulamak.

Bir süredir kendi yazışma/çalışma arşivlerimde bir kategorizasyona, elemeye vb. gittiğim için vaktiyle zihnimi meşgul eden ama sonra aklımdan tamamen çıktığını anladığım şeylerle karşılaşıyorum bu uğraş sırasında.

"Sonuşmaz"ı da Eylül 2010'un bir gününde, şöyle bir hazır tanımla kendime email olarak göndermişim:

Yayımlanmamış Şiir: Retrospektif

Retrospektif

Sevgilim
bir elmayı dalında ısırır gibi
demeyeli dolu dolu
çok oldu, çoklar geçti

onyılları geçti yirmi birinci yüzyılın
metropoller, teknopoller, projeler
kırılıp dökülenler, bozulanlar geçti
sanki asırlar geçti Arif’in dediği
“dokunmayalı sıcaklığına karnının”

dilimden yeni bir dil, aklımdan nice çare
yabancı sular geçti sokak aralarımdan
kaç bahçeye uyandım dar pencerelerde
dolunaylar, mehtaplar, tutulmalar geçti
yalnızdı yine de kıyıda bir kara

sevgilim
rüyalar geçti yastıklara akarak, bulaşarak

bir geri iki ileri

İnsan bazen aynı yolda yürüdüğünü, yürüyeceğini düşünürken birden o tek yolun bir sebeple kavşak haline gelmesi çok tuhaf. Ama insanın güvenilmezliği ve hayatın dinamikleri bunu hep öngörüyor aslında.

Bende bir sürü şey hep ters ilerliyor ya da bildiklerim arasında en iyi bildiğimi sandığım şey olarak kendim bana öyle geliyorum.

Black Sands

in

İçeriği paylaş

Back to top