Muallim Nâci'nin İfade-i Mahsusa'sı
Önceki gecenin bir yerinde, bir şeyi istediğin şekilde yapmakla senden istenildiği ama öyle yapmak istemediğin şekilde yapmak arasındaki gerilimli alanda dolaşırken Muallim Nâci'nin Osmanlı Şairleri adlı kitabına denk geldim.
Muallim Nâci kitapta Osmanlı Dönemi'nde yaşamış, kendi seçtiği 32 şairden söz ediyor, haklarında kısa metinler kaleme alıp şiirlerinden örnekler veriyor.
Kitabın başında yer alan 1877 tarihli, "İfade-i Mahsusa" başlıklı önsöz niteliğindeki yazısınn son üç paragrafı, sanki ben çağırmışım gibi, hislerime tercüman oldu.
136 yıl öncesinin şu bakışını kabul edip etmemeye hazır olup olmadığımız tartışma konusudur ama Muallim Nâci'nin bildiğini bildiği gibi yaparken diğerlerini yok saymayan açıklığı, bana göre özgürlüğü de takdire şayan:
"...
Yukarıda dediğim gibi 'beyânına cesaret ettiğim mülâhazalar' kendi zevkime aittir. Bunlardan bazıları, belki de birçoğu hakikate aykırı olabilir. Fikrimi herkese kabul ettirmek istemiyorum. 'Ben şöyle anlıyorum' demek istiyorum. Herkes istediği gibi düşünebilir.
Meselâ ben Seyyid Vehbi'yi şairlikçe Sünbül-zâde Vehbi'ye tercih ediyorum. İhtimâl ki, bunun aksini hakikat olmak üzere görenler de bulunur. Onlara bir şey diyemem. Hatta, iddialarını ispat edebilirlerse, fikrimi tashih eder, minnetdârları olurum. Zaten edebiyatta seçmenin güçlüklerini takdir etmeyen biri değilim.
Şairlerin isimlerinde harf sırasına uymadığım gibi, onların tertibinde zamanda önce ve sonra oluşlarını dahi dikkate almadım. Bu bir tertip ittifakıdır.
23 Şubat 1305/1887
Muallim Nâci"
(Osmanlı Şairleri, Muallim Nâci, haz. Cemâl Kurnaz, Birinci Baskı, Kültür Eserleri Dizisi: 55, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları:684, Aralık 1986, s. 22)
*
Bir de bir şeyi hiç yapmak istememek var, ordaki pirimiz Kâtip Bartleby elbette. O da başka bir sefere, kendi geliş zamanına kalsın.
- 1405 okuma
Yorumlar
Yeni yorum gönder